Salih Karakuzu

Beklentisizlik yolu

Salih Karakuzu

Geçmiş ümmetlerde cihat etmek üzere yola çıkan askerler bir bölgede kısılır kalır. Ne geri dönebiliyorlar ne suya ulaşabiliyorlar!

Ölüm ile hayat arasında sıkışıp kalınca içlerinden birisini suya göndermek üzere konuşmaya başlamışlar. Zahmetli ve tehlikeleri içinde barındıran bu yola kimsenin gönüllü olmadığı bir sırada bir yiğit "ben giderim” diyerek arkasına bakmadan yola koyulur.

Bir müddet aradıktan sonra bulduğu suyu arkadaşlarına getirdiğinde bilgili insanlar gelen suyun farklı olduğunu anlamışlar.

Bu su insanların öteden beri araya geldikleri 'ab-ı hayat, yani içeni ölümsüzlüğe taşıyan suydu. Bir müddet hayret içinde kaldıktan sonra işin iç yüzünü fark edenler cesaretlerini toplayarak ab-ı hayatın peşine gitmişler, lakin hiç biri bulamamış, elleri boş geri dönmüşler!

Çünkü ab-ı hayata bencillerin ulaşması mümkün değildi. Ona ancak Allah’ın kullarından hesapsız ve beklentisizce hizmet edebilen ihlaslılar ulaşabilirdi.

Ab-ı hayat arandığı yoldan değil, beklentisizlik yolundan insanlara gelir.

Bu kıssadan ilhamla şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki…
Halka hizmet amaç olduktan sonra imkânlar hizmetinize amade olur.

Son birkaç yazımızda üzerinde durduğumuz, özellikle altını çizerek hatta yüksek sesle dile getirdiğimiz; gerektiğinde en ağır şekilde eleştirdiğimiz tarım ve hayvancılık politikası özel de ülkemizin genelde ise dünyanın en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir.

Pandemi döneminde tarım ve hayvancılığın, gıda arzının ne kadar önemli olduğunu bir kere daha çok ağır tecrübeler ile idrak ettik. Ancak bu kadar hayati bir konu da maalesef gerekli dersler alınmadığı için birçok belediye adeta sınıfta kaldı, resmen çakıldı. Liyakatsiz yöneticiler, bilinçsiz planlamalar ile işi eline yüzüne bulaştırdı.

Büyükşehir belediye kanunu ile yetkilendirilen yerel yönetimlerimiz, kamu hizmeti açısından vatandaşlarımıza en yakın hizmet birimi olma özelliğini taşımaktadır.

Son yıllara baktığımızda, özellikle büyükşehir belediyelerinin hizmet yelpazelerinin; bizlerin aşina olduğu türden bir belediyeciliğin yanı sıra, daha geniş açıda farklı sorunlara da çözüm arayan bir kurum haline geldiğini göstermektedir.

Örneğin 1980 yıllarında bir il belediyesinin tarım sektörüyle ilgili plan, program ve yatırım yaptığını görmemiz imkânsızken, kanunen de yasak olan bu durum, günümüz de tamamen ortadan kalkmıştır.

Lafı çok uzatmadan asıl önemli can alıcı konuya gelelim…

Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nu dikkat ile incelediğimde,

tarım ile ilgili ‘’Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler’’ ibaresini gördüm.

Aslında bu maddeler yerel yönetimler açısından çok farklı bir boyut ve hizmet kanadını oluşturmakta ve bölge tarım sektörü açısından hayati önem arz etmektedir. Ancak gölgede kalmış, fark edilmemiş

ya da işletilmek istenmemiştir.

 

Bakmayın siz birilerinin çıkıp “yandık bittik mahvolduk” edebiyatı yapmalarına. En büyük zorluklara göğüs geren emek sahibi insanlar bunlara kulak asmadan üretmeye devam ediyor. Bir bölgenin sorunlarını en iyi o bölgenin insanları, yaşayanları bilir ve bölge tarımının sorunlarıyla birlikte çözümlerini de en iyi bölge belediyeleri bilmelidir.

 

Hükümetimizin vatandaşına, vermiş olduğu destekler sahip çıkıyor. İşte bunun yanı sıra yerel yönetimlerimizin verebileceği, bir takım destekler de var ki adeta can suyu olacak ve büyük katkı sağlayacak nitelikte. Değişen dünya’da, hızla gelişen ülkemizde, yerel yönetimlerimizin de omuzuna Bu hususta büyük yükler düşmektedir (Tabi anlayana) İşte Belediyenin hizmet kalitesi de tam olarak burada ortaya çıkıyor.

 

Adım adım meselenin özüne doğru geliyoruz.

 

Şayet belediyeler üzerine düşeni hakkıyla yerine getirebilseydi;

kavga gürültüyle uğraşmak yerine vatandaşın sorunlarını dinleseydi, algı operasyonları için belediye bütçesini peşkeş çekmeseydi, beceriksizliklerini kamufle etmek için reklamlara milyonlar harcamasaydı, muhalefet medyasına, anket firmalarına, CHP’ye, HDPKK’ya İP’ye bedel ödemeseydi, yerel yönetimlerin etkili gücüyle ekonomik sıkıntılar ve sorunlar çok daha kısa bir süre de başarılı bir şekilde çözülebilirdi.

 

Şimdi çok önemli bir tespiti sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Yaklaşık bir haftadır tek tek AKParti’li, CHP’li ayrımı yapmaksızın büyükşehir belediyelerinin projelerini inceliyorum. Tarım ve hayvancılık ile ilgili kimler; bağıra çağıra dikkat çekmeye çalıştığımız durumun ciddiyetini fark edebilmiş acaba diye bakınıyorum.

 

Bir dostum ile bu konuları konuşurken kendisi Kayseri’den bir örnek verdi sonra da yapılan işleri anlatan uzun bir metni bana mail olarak gönderdi. İtiraf etmek gerekirse Kayseri’yi iyi bilen birisi olarak bu hizmetlerin benim de gözümden kaçması üzücüydü.

 

Yeri gelmişken burada sadece birkaç başlığı detaylarına girmeden aktarmak istiyorum. Kimsenin görmediği/görmek istemediği bu hizmetleri anlatalım yazalım ki ülkemize ilham olsun. Bütün büyükşehir belediyeleri de örnek alsın.

 

Kayseri Büyükşehir Belediyesi inanılmaz işlere imza atıyor. Türkiye’nin en başarılı belediye başkanlarından biri olan Memduh Büyükkılıç bu konuyu dikkatle takip ediyor.

Pandemi süresince yürütülen koyun dağıtımından tohum desteğine, traktör dağıtımından tarımsal makinalara kadar çiftçilere verilen destek. Hiçbir ilçe ayrı yapmadan İlçenin ihtiyaçlarına göre planlanan

özgün projeler mevcut.

 

-İlçe hayvancılık sektöründe yoğun çalışıyorsa; koyunundan koçuna yemini tedarik etmek için yem tohumuna hayvanların su ihtiyacını karşılamak için su depolarına kadar destek sağlanıyor.

-İlçe yoğun olarak ekim yapıyorsa; aspir bitkisinden nohut ve buğdayına, traktörüne, sulamasına kadar destek veriliyor.

Sağlanan bu destekler sadece Tarımsal üretim ile sınırlı değil. Kayseri Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde; Aspir Soğuk Sıkım Yağ Üretim Tesisi, Ayçekirdeği Kurutma Tesisi, Çömlek Peyniri Üretim Tesisi, Çerkes Peynir Üretim Tesisi ve Kadın Kooperatif Üretim Tesisi kurulmuş.

Dokunulmayan bir üretici kalmasın diye özverili bir çalışmanın yapıldığı belli. Arı üreticilerine arı kolonisi dağıtımı dahi yapılmış.

 

Belediye deyince akla yapılan yolların uzunluğu, dökülen asfaltın tonajı, toplanan çöpler gelmiyor artık. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin bu örnek projesinde Anadolu’nun çalışkanlığı, üretkenliği, buram buram kokan samimiyeti, alicenaplığı, darda kalana uzanan yardım elini ve bir medeniyet tasavvurunu görmek ülkemizin geleceği adına sevindirici.

Belediyenin hizmet kalitesi dediğimiz şey de budur işte..

 

Bakın tam da burada bir parantez ihtiyacı görüyorum..

Hani şu adam varya her fırsatta 16 milyonu temsil ettiğini iddia eden İmamoğlu, ne yazık ki İstanbul’a en büyük kazığı atmıştır. Bırakın vatandaşına destek olup nefes aldırmayı zam rekorları ile canım İstanbul’u yaşanmaz bir hale getirmiştir.

En başarılı belediye başkanları anketinde ilk sırada yer alan İmamoğlu’nun bugün açıklanan yeni anket sonuçlarında esamesi bile okunmuyor.

Kimileri Belediye makamını hırsları uğruna kullanırken, kimileri de “iyilik yap denize at balık bilmezse halık bilir” düsturuyla sessiz sedasız vatandaşına hizmet götürüyor, koruyor kolluyor.

 

İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun ifadesiyle “Devrimci Muhafazakar Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizi, milletimizi, coğrafyamızı insanlığı yeni yüzyıla hazırlıyor.

 

Türkiye, Türkiye Yüzyılı'nı hak ediyor.

Milletimiz, Türkiye Yüzyılı'nı hak ediyor.

İnsanlık, Türkiye Yüzyılı'nı hak ediyor.

 

Başlıyoruz daha büyük devrime…

Bismillah!”

 

Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin ikinci yüzyılına dair
yeni program ve hedeflerin yer aldığı “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu kamuoyuyla paylaştı. “Türkiye Yüzyılı üretimin yüzyılıdır. Sanayiden tarıma her alanda dünyadaki rekabet gücümüzü artırıyoruz.” Bu vizyon ile uyumlu, bütünleşik hizmet eden belediyelerimiz ülkenin geleceğine de inanılmaz katkılar sağlayacaktır. Bu cesur yürüyüşe destek veren Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ni ve Başkan Memduh Büyükkılıç’ı bir kere daha tebrik ediyorum.

 

SALİH KARAKUZU 29/10/2022

Yazarın Diğer Yazıları